1993 yılında ata yadigarı zeytin bahçelerimizden işlediğimiz zeytinleri direkt tüketiciyle buluşturmaya karar verdiğimizde başladı yolculuğumuz. Ailenin babası Mustafa Bozkurt çocukluğundan beri zeytin bahçelerinin içinde büyüdü. Babasından yadigar zeytin ağaçlarına gözü gibi bakar ve onları çocuğu gibi sever. Tek bir zeytin tanesini ziyan etmez. İşte bu yüzden onun en sevdiği kısım üretim yapmaktır. Zeytinin kutsallığına inanır, zeytinciliği ona gelir getiren bir iş olarak değil yaşamının bir parçası, bir aşkı olarak görür. Zeytin ağaçlarını her yıl hasat dönemine hazırlar, gerekli bakımlarını yapar. Hasat döneminde ağaçlara zarar vermeden mahsulünü toplatır. Büyük iştir zeytin ağacı bakmak, ondan verim almak, sen onu seveceksin ki o da sana meyve versin. Hasatla birlikte o yılın üretimi de başlar. 1993’ ten bugüne üretici Mustafa Bozkurt’ tur. Zaten en sevdiği iş de el emeğiyle üretimdir, işlemektir. Çiftçidir, kendisini, çocuklarını büyüten bu ağaçlardan dünden bugüne en iyi verimi almak için emek verir.
Mustafa Bozkurt 90’larda bu yola tek başına çıktı. Zeytin ağaçlarından elde ettiği doğal ürünleri 1995’ te pazarlara çıkarak müşteriyle buluşturmaya başladı. O günden bu yana da işletmenin kalbi pazar tezgahında attı. 40 çeşit zeytin, zeytinyağı, sabun, kantaron yağı gibi ürünleri müşterimizle buluştururuz. Müşterimiz bizi ilk pazarda tanır, şehir dışından gelen müşterimizle her yıl aynı tezgahta buluşuruz. Sarımsaklı, Ayvalık, Altınova, Cunda, Armutçuk. Bu 5 pazar bizim evimizdir.
90’larda başlayan bu yolculukta zamanla Mustafa Bozkurt yeni zeytin bahçeleri aldı, yeni fidanlar dikti. Ayvalık’ ta Gemlik cinsi ağaç yetiştirmeye başladı. Ardından onun yalnız başladığı bu yolculuğa 2010 yılında hayat arkadaşı, eşi, ailenin annesi Hatice Bozkurt da yol arkadaşı olmaya başladı. Beraber bu işi yürütmeye, geliştirmeye devam ettiler. Birbirlerine destek oldular. Mustafa depoda üretim yaparken, Hatice zeytin tarlasında çalıştı. Mustafa tarlada ağaçların bakımını yaparken, Hatice pazarda satış yaptı. Hem eş hem iş arkadaşı oldular.
Zamanla Hatice Bozkurt bu işe kendi bakış açısını kattı ve yenilikler yapmaya başladı. 2015’ te kargo şirketleriyle anlaşma yaptı ve ürünlerimizi Türkiye’ nin her yerine ulaştırmaya başladı. Ardından üretim ve depo yerimizi yeniledi ve üretim yerimizde Kocadere Zeytincilik’ le müşterileri buluşturmaya başladı. Hatice Bozkurt 2018 yılında tescil belgesi aldı ve Kocadere Zeytincilik olarak marka olmaya başladık. Kocadere adı ve logosu Hatice Bozkurt’ un fikridir. Bu fikrini aynı zamanda tasarımcı olan müşterimizle birlikte belgelendirdi. O günden bugüne aynı logo ve isimle üretim ve satışımıza devam ediyoruz.
Mustafa Bozkurt’ un üretimi sevdiği kadar Hatice Bozkurt da satış yapmayı sever. Kargo siparişi onun takibindedir, müşterilerin ilk iletişim kurduğu kişi de O’ dur. Yani, Kocadere Zeytincilik’ in yüzü Hatice Bozkurt’ tur. Anne- baba beraber aynı işi yapınca çocukların da bu işin içinde olmaması mümkün olmadı.
Yaz döneminde pazarlarda iğne atsan yere düşmez, aile boyu çalışırız. Müşterilerimize aile
olmanın sıcaklığını yansıtır, onları da ailemize alırız. 2020’ de çocuklar daha da aktif hale gelmeye başladı. Çocukların girişimiyle beraber ürünlerimiz sosyal medyada yer almaya başladı, instagram, web site, Google Benim İşletmem gibi platformlarda bizi aktif hale getirdiler. Ürünlerin fotoğraf çekimlerini yaptılar, nasıl üretildiğine ilişkin blog yazmaya başladılar, yeni müşteri çevresi oluşturmaya çalıştılar.
Şimdi daha köklü ve markalaşmış bir şekilde bu yolda beraber yürüyoruz. Çocuklar akademik kariyerine devam ederken diğer yandan da bu butik işletmenin varlığını sürdürmeye ve parlak fikirlerini katmaya devam ediyorlar.
Kocadere Zeytincilik adını Kocadere bölgesinden alır. Aslen Mutlu Köy, Ayvalıklı olan Mustafa Bozkurt zamanla zeytin bahçelerini de o bölgede yetiştirmiş, geliştirmiştir. Yaklaşık 1200- 1500 zeytin ağacımız Ayvalık, Mutlu Köy çevresinde farklı farklı bahçelerde bulunur. Domat, Gemlik ve en çok da Ayvalık cinsi zeytin ağacımız vardır. Gemlik cinsi zeytin ağaçlarımız Kocadere mevkiinde bulunmaktadır. Markanın ismi de buradan gelmektedir. Zeytin ağaçlarımızdan hasatın bol olduğu sene 50-60 ton mahsul alırız, zeytin üretimi de yaptığımız için Tariş’ te yağımızı sıktırırız. Bazı gurme zeytinler için aracı rolü üstlenir, çiğden alıp, işleyip müşteriyle buluştururuz. Bazı çeşit zeytinlerimizi (portakallı, bademli vb.) tesisimizde uygun teçhizat bulunmadığı için dış kaynak kullanımı yöntemiyle temin edip yine müşterimizle buluştururuz. Bu üretimde bizi özel kılan doğallıktan uzaklaşmamamız ve küçük bir işletme olarak üretimi ve satışı kendimiz yapmamızdır. Üretim yerimiz yani Kocadere Zeytincilik pazarlar dışında Mutlu köy, Ayvalık/Balıkesir’ de bulunmaktadır.
Müşterimizle buluştuğumuz yer pazardır, 1995’ ten bugüne kadar en etkili pazarlama aracımız WOM -Ağızdan ağıza pazarlama oldu. Müşterilerimizin bizi çevrelerine tavsiye etmesiyle bugüne kadar geliştik. 25 yılı aşkın tecrübemizde odak noktamız hep müşteri memnuniyetini sağlamak oldu. Bugüne kadar en dikkat ettiğimiz nokta müşterimize samimiyetimizi sunarak aile işletmesi sıcaklığını yansıtmak oldu. Çünkü, bizim için değerli olan müşterimizle uzun dönemli ilişkiler geliştirmek ve onların damak tadına uygun üretimi gerçekleştirmektir. Bu bakış açısıyla yaklaşınca da herkes çevresine tavsiye eder, yönlendirir oldu. Diğer yandan butik otellere, otellere, restoranlara toplu satış yapmaktayız. Orada tadıp, beğenip gelen müşterimiz de çok olur. 2020’ de sosyal medya reklamlarını kullanmaya başladık; Instagram ve web site kurduk, küçük reklamlar vermeye başladık.
Butik üretici olarak aynı samimiyetle işimize devam ederken üretim yerimizi tesis haline getirmek ve orada aktif bir şekilde müşterimizi ağırlayıp, onları zeytinin doğasıyla buluşturmak gelecekteki hedefimizdir.
Doğanın nimetini kalite, lezzet ve samimiyetle birleştirip Kocadere markasıyla Türkiye’ nin her yerine ulaştırıyoruz. Müşterimizi bir işletme olarak değil bir aile olarak karşılıyor ve ailemize dahil ediyoruz. Çünkü bizi sizler var ediyorsunuz.
Comments